15 Mayıs 2011 Pazar

Yeryuvarlağının Yapısı ve Yer Şekillerinin Oluşumu


1) Yeryuvarlağının yapısı: Yer yuvarlağının yapısı; güneş sisteminin ve evrenin oluşumu ile açıklanabilir. 15 milyar yıl önce evren çok yüksek sıcaklık ve yoğunluktaki bir yapıdan, patlama sonucunda oluşmuştur. 
2) Yerkabuğunun yapısı:
 Yer, zamanla soğumaya başlamıştır. Ancak yerin iç kısmı ise hala sıcaktır. Yer soğumaya başladıkça yeryüzü yavaş yavaş şekillenmiştir.
Yeryüzünden yerin içine doğru inildikçe her 33 metrede 1 C sıcaklık artmaktadır.
Yer kabuğu dünyayı dıştan kuşatan bir tabakadır. Taş kürenin en üst katını oluşturur.
Yer kabuğunun alt katmanı ise bazalt birleşimindeki taşlardan oluşmuştur. Bu yapıya sima denir.
Yerkabuğunun Malzemeleri (Kayaçlar)
1) Püskürük Taşlar
a) İç püskürük taşlar: Yer kabuğu altındaki mantonun yer kabuğunun çatlak ve kırık kısımlarından tıkanarak soğumasıyla oluşan taşlardır. (Granit)
b) Dış püskürük taşlar: Yer kabuğu altındaki mantonun yer kabuğunun çatlak ve kırık kısmından yeryüzüne çıkması ve soğuması ile oluşur. (Bazalt ve andezit)
2) Tortul taşlar : Diğer yüzüne dış güçler tarafından getirilen maddelerin tortulanmasıyla (Üst üste birikmesiyle) oluşur. İçerisinde yer yer fosiller bulunur.
a) Mekanik tortullar: Dış güçlerin etkisiyle getirilen çakıl, kum, kil gibi malzemelerin yeryüzünün çukur yerlerine birikmesiyle oluşur. (Kum taşı, kıl taşı)
b) Kimyasal tortullar: Suda erimiş halde bulunan minerallerin suyun geçtiği yere çökelmesi veya tortulanması ile oluşurlar. (Kireç taşı, alçı taşı)
c) Organik tortular: Hayvan, bitki gibi canlı kalıntılarının üst üste birikip katılaşması ile oluşan taşlardır. (Tebeşir)
3) Başkalaşmış taşlar :Tortul ve püskürük taşları yüksek sıcaklık ve basınç altında kalarak değişikliğe uğraması ile oluşur. (Mermer oluşumu)
Yeryuvarlağının İç Yapısı
Yer yuvarlağının dış kısmını oluşturan katı tabakanın altında manto denilen bölüm yer alır. Manto, yer çekirdeğinin örtüsü durumundadır.
Yer küre hacminin %80’nini manto oluşturur.
Mantodan sonra yer yuvarlağının iç kısmını çekirdek oluşturur. -Çekirdekte sıcaklık 4500 C bulur.
Mantonun katı olan üst bölümü yer kabuğu ile birlikte taş küre olarak adlandırılır.
Taş küre levha denilen büyük parçalar halindedir.
Jeolojik Devirler
Dünyamız şimdiki biçimini alıncaya değin değişik evrelerden geçmiştir. Birbirinden farklı bu evrelerden her birine jeolojik zaman denir.
Jeolojik zamanlar dört tanedir ve yaklaşık 570 milyon yıl sürmüştür. Bu dönemde oluşan tortul taşlar, o dönemde yaşayan canlıların fosillerini içerir.
İç ve Dış Kuvvetler
Enerjisini yerin içinden alan kuvvetlere iç kuvvetler denir. (Dağ oluşumu, kıta oluşumu ve volkanizmadır.)
Enerjisini güneşten alan kuvvetlere ise dış kuvvetler denir. (Akarsular, rüzgarlar, dalgalar, vb.)
İç ve dış kuvvetler birbiriyle sürekli mücadele halindedir.
İç kuvvetler yeryüzünün kabartılarını meydana getirirken; dış kuvvetler ise bunları aşındırarak ortadan kaldırmaya ve seviyesine yakın az engebeli düzlüklere (peneplen) dönüştürürler.
Dış kuvvetlerin yer yüzünün yüksek kesimlerinin aşındırmasıyla elde ettiği malzemeler yer yüzünün çukur yerlerinde (okyanus, deniz) biriktirmesi ile jeoseklinaller oluşur. Bunların kalınlığı binlerce metreyi bulur.

Yerkabuğunun hareketleri

Yer kabuğu bir bütün değildir. Çatlaklardan ve kırık boşluklardan oluşur. Yer kabuğu bir birinden ayrı parçalardan oluşur. Bu her bir parçaya levha denir. Bu levhalar manto üzerinde yüzer haldedirler. Yaklaşık yılda 1-2 cm hareket ederler.
Dağ Oluşumu
1) Dağ Oluşumu: Okyanus ve deniz diplerinde biriken kalın tortul tabakalar (jeosenklinal) kıtalarının levha birbirine yaklaşması sonucu yan basınçlara maruz kalırlar. Bu yan basınçlar sonucunda jeosenklinal eğer esnek yapıdaysa kıvrılarak yükselir ve yer yüzünün kıvrım dağlarını oluşturur. (Toros dağı)
Jeosenklinal eğer sert yapıdaysa veya önceden yükselmiş kıvrım dağları tekrar yan basınçlara maruz kalırsa kırılma olur. Yükselen bölümlere horst, alçakta kalan kısımlara ise grabent denir. Yüksekte kalan horstlar dağı oluştururken, alçakta kalan kısımlar, daha sonra akarsuların gelişmesiyle ovaları oluşturur. (Ege bölgesi kıyı kesimleri. Burada yer alan boz dağlar kırılma sonucu oluşan horstlardır. Bu dağlar arasında bulun ve üzerinde aynı isimli akarsıların geçtiği Bakırçay, B. Menderes , ovalarında birer çöküntü (grabent) alanlarıdır.)
2) Kıta Oluşumu:
 Yer kabuğunun geniş tabanlı alçalma ve yükselme hareketleridir. Bu alçalma ve yükselme hareketleri çeşitli biçimlerde olabilir.
Kıtaların yükselmesi sonucunda su seviyesi geri çekilir. Bu olaya denizlerin çekilmesi yani reogresyon denir. Tam tersi durumuna da transregsiyon denir.
3) Volkanizma: Yer kabuğu altındaki kızgın mağmanın yer kabuğunun çatlak ve kırık yerlerinden yeryüzüne çıkmasına denir. Bu sırada yeryüzüne katı gaz ve akıcı maddeler çıkarır. (karbondioksit, taş, kaya)
Lavların üst üste birikmesiyle zamanlar volkanik dağlar meydana gelir. (K. Ağrı, Tendirek, Nemrut vb.)
Volkan küllerinin yıllık birikmesiyle tüf tabakaları oluşur. 
4) Deprem:
 Yerkabuğunu oluşturan katmanların yerlerinden oynamalarıyla hissedilen sarsıntılardır. Oluşumlarına göre yerel depremler ve tektonik depremler olarak ikiye ayrılır. Yerel depremler kısa sürede ve dar alanda etkili olan yıkıcı etkileri az olan sarsıntılardır. Tektonik depremler daha şiddetli etkili alanı daha fazla dolayısıyla tahrip gücü daha fazla olandır. 

Ovalar ve Platolar
Ova: Ova akarsuların derince yer etmediği eğik olmaya, varsa da az olan çevresine göre alçakta olan düz yerlere ova denir. 
1) Oluşumlarına Göre Ovalar
a) Aşıntı Ovalar: Dış güçler tarafından aşırı dereceden aşındırıp, düzleştirilmesi sonucu oluşur. Bu ovalara Türkiye’de rastlanmaz. Doğu Avrupa bu konuya en belirgin örnek olarak bilinmektedir.
b) Çöküntü Ovalar: Yeryüzündeki çöküntü hendeklerin, dış güçlerin taşıyıp getirdiği taklarla dolması sonucu oluşur. (Iğdır ovası)
c) Birikinti Ovası: İç kesimlerdeki ya da kıyılarda ki çukur alanların, dış güçlerin taşıyıp getirdiği tortulların dolması sonucu oluşur. (Konya ve Malatya ovaları)
d) Karstik Ovalar: Çökebilir taşların uzandığı alanlarda, suyun taşları çözümlemesi sonucunda oluşan ovalardır. Bu çanakların tabanının tortullarla dolup düzleşmesi ile karstik ovalar oluşur. (Teke ve Taşeli platoları) 
2) Bulunduklarına göre ovalar: Ovalar kıyıya yakın ya da uzak olma durumlarına göre kıyı ovalar ve iç ovalar diye ikiye ayrılır.
3) Yükseltilerine göre ovalar: Bazı ovalar deniz seviyesine yakın iken, bazı ovalarda denizden 1000-2000 metre yüksektir. Bunlar grubuna göre ikiye ayrılır.
  1. Alçak ova
  2. Yüksek ova
Plato
a) Aşıntı Platoları: Dış güçler tarafından yüzeyi aşındırılmış, akarsuların derin vadiler kazdığı düzlüklerdir.
b) Kırılma (Tektonik) Platolar: Dikey yönlü basınçların etkili olduğu alanlarda, eski kütlelerin kırılması ile oluşur. (İç Batı Anadolu platoları)
c) Volkanik Platolar: Geniş alanlara yayılan tüf ve akışkan lavların düzleştirdiği alanların, akarsularla yarılması sonucu oluşur.
d) Karstik Ovalar: Kireç taşı gibi çözünebilen taşların bulunduğu alanlarda oluşmuş platolardır. (Obruk, Taşeli platoları)
Yeryüzünün Biçimlenmesi (Dış Kuvvetler)
1) Mekanik (Fiziksel) ÇözünmeGünlük sıcaklık farkının fazla olduğu yerlerde görülür. -Günlük sıcaklığa bağlı olarak taşların ısınıp sonra soğuması sonucu oluşur. (Çöllerde görülebilir)
2) Kimyasal Çözünme

Suyun taşları eritmesi, aşındırması, ve çürütmesi sonucu oluşur. Sıcaklığın etkisiyle bu çözünme daha da artar. -Nemli bölgelerde daha da yaygındır.
3) Biyolojik Çözünme
Bitki köklerinin, kayalarının çatlaklarına girerek zamanla büyümesi ve bunun sonucu genişleyerek kayaların çatlamasına denir.

Toprak Oluşmu ve Toprak Türleri
Toprağın oluşması için önce kayaların çözünmesi gerekir. Canlı kalıntılarıyla oluşabilir. Toprağın oluşumuna etki eden faktörler; iklim, bitki örtüsü, yer şekilleri, taşların özelliğidir.
a) Taşınmış Topraklar:
 Dış kuvvetlerin taşıyıp getirdiği malzemelerin birikmesiyle oluşur.
Üç çeşittir:
  1. Alüvyonlar : Kum ve çakıl gibi maddelerin oluşumuyla oluşan topraklardır.
  2. Morenler (Buzul Taşlar) : Buzulların taşıyıp biriktirdikleri, üzerleri çoğu kez parıltılı yada çizikli taşlardan oluşur.
  3. Lösler : Rüzgarların, kurak bölgelerden az çok yağışlı bölgelere taşıyıp yığdıkları, katmanlaşmış ince ögelerden oluşan toprak.
b) Yerli Topraklar: Bu topraklar, kayaların çözüldüğü yerde oluşan topraklardır.
İki gruba ayrılır:
  1. Nemli Bölge Toprakları : Bu topraklar nemin gür olduğu yerlerde, gür bitki örtüsüyle kaplıdır.
  2. Kurak ve yarı kurak bölge toprakları : Kestane ve kahverengi bozkır topraklarıdır yani çöl toprakları.
Yer Göçmeleri ve Kaymalar
Yer göçmesi: Kayaların, taş parçalarının, toprağın, büyük kütleli tabakaların birbirine kayarak yer değiştirme olayıdır.
Yer Kayması:
 Üstteki geçirimli tabakaların, alttaki geçirimsiz ve kaygan tabakalar üzerinde, eğim doğrultusunda kaynamasıdır. Yer kaymasının yaygın adı heyelandır. Yer göçmeleri eğimin çokluğu, şiddetli yağış, sebeplerinden olur. Heyelan oluşumunu etkileyen unsurlardan biride; toprakların yapısal özelliğidir. Heyelan olaylarının en çok görüldüğü mevsim; ilkbahar sonrası kar erime zamanıdır.
Toprak Erozyonu: Toprak erozyonunu oluşturan etmenler; 
  • Toprağın sular tarafından aşındırılması
  • Rüzgarlar
  • Bitki örtüsü
  • Buzullar
  • Sel
  • Eğim
  • Yangın
Korunma yolları
  • Ağaçlandırma,
  • Bitki örtüsü,
  • Baraj gölleri yapma,
  • Tarlalar eğime yatay sürülmeli
  • Ağaç kesimlerine karşı tedbirler

Yeryüzü Şekillerinin Oluşması



Yeryüzü şekillerinin oluşması ve değişmesi hem iç, hem de dış güçlere bağlıdır. Yüzeydeki yükselmelere dünyanın içindeki güçler, yani iç güçler yol açar. Buna karşılık dış güçler, yani su, rüzgar ve buz bu yükseltileri yeniden düzleştirmeye çalışır. Tektonik ve magmatik olaylar, arazi yapılarının farklılığı ve dış güçlerin farklı etkileri çok çeşitli yeryüzü şekillerinin oluşmasına yol açar. Bunlar:
  1. Güçlerin Etkisi
  2. Aşınma
  3. Sürüklenme ve Taşıma
  4. Tortullaşma ve Yeniden Oluşum
Güçlerin Etkisi
Dünya’nın kabuğunun soğumasından bu yana sürekli yinelenen bir süreç söz konusudur. İç güçler yüzeyde yükseklik farklılıklarına neden olurken, yani dağlar, kayalar, çukurlar, yanardağlar ya da başka yükseltiler oluştururken, dış güçler de bunları sürekli biçimde aşındırır, yontar ve doldurur. Güneş enerjisinin ve iklim etmenlerinin (sıcaklık farkı, yağış, rüzgar vb.) etkisi altındaki jeolojik süreçler dış güçleri oluşturur.
Aşınma
Çevre koşulları bir yüzeyin çeşitli biçimlerde aşınmasına neden olabilir. Bunlar ortaya çıkış biçimlerine göre fiziksel-mekanik, kimyasal, biyolojik ve biyokimyasal aşındırmalar olarak sınıflandırılabilir. Aşınmanın derecesi o çevrenin iklim ve hidroloji koşullarına bağlı olarak değişir.
Fiziksel-mekanik aşınmaya buharlaşmanın çok, yağışın az olduğu kurak bölgelerle yağışların genellikle kar biçiminde düştüğü yerlerde rastlanır. Deniz kıyılarında da bu tür aşınmalar görülebilir. Yağışın bol ve sıcaklığın yüksek olduğu yerlerde ise kimyasal aşınma söz konusudur. Bu tür aşınmalar özellikle tropik bölgelerde çok etkilidir.
Günlük ya da yıllık sıcaklık farklılıkları kayaların yüzeyinde gerilimlere neden olarak onların kırılarak ufalanmasına yol açar. Ayrıca gene bu nedenle ortaya çıkan küçük çatlakların arasına giren sular buz, tuzlar da kristal oluşturarak kayayı parçalar. Rüzgar, su ve buzun da aşındırıcı etkisi vardır. Bunların taşıdığı katı cisimler kayalara vurarak ufalanıp parçalanmasına neden olur.
Kimyasal aşınma daha çok suyun ve ona karışmış olan asitlerin etkisiyle ortaya çıkar. Örneğin, tuz içeren kayaçlar yalnızca suyun etkisiyle çözülebilir. Buna karşılık kireçtaşlarının eriyebilmesi için daha güçlü asitler gereklidir.
Ötekilerle karşılaştırıldığında hayvanlarla bitkilerin yol açtığı biyolojik ve biyokimyasal aşınmanın önemsiz olduğu görülür. Aşınma genel olarak toprak oluşumunda da önemli rol oynar.
Sürüklenme ve Taşıma
Kopan parçaların bulundukları yerden uzaklaştırılmasına sürüklenme denir. Sürüklenme çoğu kez ışınmayla birlikte ortaya çıkar ve bunun sonucunda aşınan yüzey yeniden aşındırıcı güçlerin etkisi altına girer. Sürüklenme kütleçekiminin, suyun akım gücünün, buzun itici gücünün ve rüzgar hareketinin artık hiçbir şeyi hareket ettiremeyeceği noktada son bulur. Bu nedenle bazen dağların yakınındaki çukurlarda ya da dağların eteklerinde sürüklenmiş parçalara rastlanır.
Doğa güçlerinin bu parçacıkları daha uzaklara götürdükleri de olur, buna taşıma denir. Özellikle ırmaklar kopardıkları parçaları çok uzaklara götürebilir. Suyun aşındırıcı gücünün etkisiyle oluşmuş “V” biçiminde vadilere rastlanabilir. Su gibi buz da kayalardan parçalar koparıp uzaklara taşıyabilir ve “U” biçiminde vadiler oluşturabilir. Denizin taşıyıcı etkisi dalgalar, gelgit ve akıntılarla ortaya çıkar. Rüzgar ise özellikle koruyucu bitkilerin olmadığı kurak bölgelerde büyük zararlar verebilir ve küçük parçaları binlerce kilometre uzağa taşıyabilir.
Tortullaşma ve Yeniden Oluşum
Taşınan parçaların bir yerde çökelmesine tortullaşma denir. Büyük parçalar dağlarla düzlükler arasındaki sınır bölgesinde çökelerek teraslar oluşturur. Daha küçük parçacıklar ise eğer kara parçası üstünde bir yerde çökelmemişlerse, denize ulaşır. Irmakların taşıdığı parçalar kıyılarda deltalar oluşturur. Kıyıya yakın bir yere çökelmeyen parçalar ise daha uzaklara giderek denizin dibinde birikir. Milyonlarca yıl süren bu taşıma ve biriktirme bir süre sonra yerkabuğuna baskı yaparak iç güçleri harekete geçirir, bunlar da yeniden yükseltilerin ortaya çıkmasına neden olur.
Dünya’mız son 570 milyon yıldan beri üç büyük orojenez, yani dağoluşumu yaşamıştır. Bunların hepsi de yukarda anlatılan aşınma ve biriktirme sonucu iç güçlerin hareketiyle ortaya çıkmıştır. Günümüzden yaklaşık 500-408 milyon yıl önceki Kaledoniyen dağoluşumu sırasında İskoçya, Norveç’teki dağlar, 387-248 milyon yıl önceki dağoluşum sürecinde Apalaşlar, Urallar ve Orta Ren Dağları, 213 milyon yıl önce başlayan son dağoluşumunda ise Alpler, Andlar, Kayalık Dağlar ve Himalayalar ortaya çıkmıştır.


Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/cografya/22518-yeryuzu-sekillerinin-olusmasi.html#ixzz1MQB2mpYc

JEOLOJİK DÖNEMLER


Jeolojik dönemler belirlenirken yerkabuğunda meydana gelen önemli değişiklikler - epirojenez, orojenez, volkanizma, depremler, iklim değişkenleri, canlı topluluklarının ortya çıkıp kaybolması gibi etkenler göz önünde bulundurulur.
İlkel Dönem : Jeolojik devirlerin en uzun olanıdır. Bu dönemde kıta çekirdekleri oluşmadan önce tortulanma (joseklinal) alanlar görülmüştür. Oldukça yağışlı geçen bir dönm olduğu için bitki örtüsü gürdür. 

1.ZAMAN (Plazoik) : 

» Taş kömürü bu dönemde oluşmuştur.
» Ural dağ sistemi bu dönemde oluşmuştur.
» Büyük okyanus bu dönmde oluşmuştur.
» Tek hücreli canlılar bu dönemde oluşmuştur.
» Kıta çekirdekleri bu dönemde oluşmuştur.
» Türkiye 11 Tane kara parçasından oluşuyordu.

2.ZAMAN (Mezozoik) : 

Jeolojik dönemler içerisinde en hareketsiz geçen dönemdir. Tortulanma alanları bu dönemde birbirine yaklaşmış ve kıtalar belirlmeye başlamıştır. Sürüngenler bu dönemde görülmüştür.

3.ZAMAN (Mezozoik - Tersiyer) : 

» Jeolojik zamanlar içerisinde en hareketli geçen dönemdir.
» Büyük depremler ve volkanik olaylar görülür
» Alp-Himalaya dağ sistemi bu dönemde oluşmuştur. Türkiye'de Kuzay Anadolu Dağ sistemi ve toroslar bu dönemde oluşmuştur.
» Petrol, Linyit, borasit, kaya tuzu bu edönemde oluşmuştur.
» Egeid adlı kara kütlesinin çökmesine bağlı olarak EGE DENİZİ oluşmuştur.
» Türkiye'de dış kuvvetlerin aşındırmasıyla toptan aşınma başlamıştır.
4.ZAMAN (Kuaterner) : 

» İnsanların etkili olduğu olaylar bu dönemde görülür.
» İlk defa hayvanlar evcilleştirilir.
» İlkel medeniyetler bu dönemde ortaya çıkmıştır.
» İstanbul Ve Çanakkale Boğazı bu dönemde oluşmuştur.
» Cilo Dağı bu Dönemde oluşmuştur.
» Türkiye' de toptan bir yükselme görülmüştür.

Guasiyal (Buzul) Çağ : Buzul kütlelerin varlığına bağlı olarak ağırlaşan karalarda alçalma denizlerde ise yükselme meydana gelir. Manş Denizinin oluşması - Transgrasyon -

Past Gla Sial : Buzulların erimesine bağlı olarak karalarda yükselme denizlerde ise alçalma görülür. -Regrasyon - İskandinavya yarımadasının yükselmesi.

YERYÜZÜNÜN BİÇİMLENMESİ (DIŞ KUVVETLER)


1) Mekanik (Fiziksel) Çözünme :
- Günlük sıcaklık farkının fazla olduğu yerlerde görülür.
- Günlük sıcaklığa bağlı olarak taşların ısınıp sonra soğuması sonucu oluşur. (Çöllerde görülebilir)
2) Kimyasal Çözünme :
- Suyun taşları eritmesi, aşındırması, ve çürütmesi sonucu oluşur.
- Sıcaklığın etkisiyle bu çözünme daha da artar.
- Nemli bölgelerde daha da yaygındır.
3) Biyolojik Çözünme : Bitki köklerinin, kayalarının çatlaklarına girerek zamanla büyümesi ve bunun sonucu genişleyerek kayaların çatlamasına denir.

TOPRAK OLUŞUMU ve TOPRAK TÜRLERİ - Toprağın oluşması için önce kayaların çözünmesi gerekir.
- Canlı kalıntılarıyla oluşabilir.
- Toprağın oluşumuna etki eden faktörler; iklim, bitki örtüsü, yer şekilleri, taşların özelliğidir.
a) Taşınmış Topraklar :
- Dış kuvvetlerin taşıyıp getirdiği malzemelerin birikmesiyle oluşur.
- Üç çeşittir.
Alüvyonlar : Kum ve çakıl gibi maddelerin oluşumuyla oluşan topraklardır.
Morenler (Buzul Taşlar) : Buzulların taşıyıp biriktirdikleri, üzerleri çoğu kez parıltılı yada çizikli taşlardan oluşur.
Lösler : Rüzgarların, kurak bölgelerden az çok yağışlı bölgelere taşıyıp yığdıkları, katmanlaşmış ince ögelerden oluşan toprak.
b) Yerli Topraklar :
- Bu topraklar, kayaların çözüldüğü yerde oluşan topraklardır.
- İki gruba ayrılır.
Nemli Bölge Toprakları : Bu topraklar nemin gür olduğu yerlerde, gür bitki örtüsüyle kaplıdır.
Kurak ve yarı kurak bölge toprakları : Kestane ve kahverengi bozkır topraklarıdır yani çöl toprakları.

YER GÖÇMELERİ ve KAYMALAR
Yer göçmeleri ve yer kaymalarını oluşturan etmenler :
Yer göçmesi : Kayaların, taş parçalarının, toprağın, büyük kütleli tabakaların birbirine kayarak yer değiştirme olayıdır
Yer Kayması : Üstteki geçirimli tabakaların, alttaki geçirimsiz ve kaygan tabakalar üzerinde, eğim doğrultusunda kaynamasıdır.
- Yer kaymasının yaygın adı heyelandır.
- Yer göçmeleri eğimin çokluğu, şiddetli yağış, sebeplerinden olur.
Heyelan oluşumunu etkileyen unsurlardan biride; toprakların yapısal özelliğidir.
Heyelan olaylarının en çok görüldüğü mevsim; ilkbahar sonrası kar erime zamanıdır.
EROZYON ve KORUNMA YOLLARI
Toprak Erozyonu : Toprak erozyonun oluşturan etmenler;
- Toprağın sular tarafından aşındırılması
- Rüzgarlar - Bitki örtüsü
- Buzullar - Sel
- Eğim - Yangın
Korunma yolları :
- Ağaçlandırma, Bitki örtüsü, Baraj gölleri yapma,
- Tarlalar eğime yatay sürülmeli
- Ağaç kesimlerine karşı tedbirler
AKARSULAR
a) Akarsuyun oluşumu : Yeryüzündeki yatakların değişik büyüklüklerdeki yataklar içerisinde su toplanır ve bu yatak boyunca akmasına akarsu denir.
- Akarsuların, küçüklerine dere denir. Büyüklerine ise çay, nehir denir.
- Akarsuyun, çıktığı yere kaynak. Akarsuyun aktığı yere yatak denir.
- Akarsuyun birim zamanda aldığı yola akarsuyun hızı denir. Bu hız mualine denilen araçla ölçülür.
b) Akarsuyun ağları, Su bölümü ve Akarsu Havzaları :
- En küçük dereden ana ırmağa kadar bir akarsuyun beslenme havzası içinde tüm kollarıyla birlikte oluşturduğu su yolu örgüsüne akarsu ağı denir.
- Havzaları birbirinden ayıran doğal sınıra su bölümü çizgisi denir.
- Akarsuyun denize ulaştırabilen havzalara açık havza, ulaştıramayan havzalara ise kapalı havza denir.
c) Akarsuyun debisi ve rejimi :
- Bir akarsuyun her hangi bir yerindeki enine kesitinde bir saniyede geçen suyun m3 cinsinden miktarına debi denir.
- Bir akarsuyun debisinde yıl boyunca değişmeye rejim denir.
d) Selintiler ve Akarsular :
- Yüzeyleri kaplarcasına akan sulara selinti denir.
- Bir akarsuyun aşındırma gücü; su miktarı, eğim, bitki örtüsü, akış hızı, yük miktarıdır.
A) TÜRKİYE’DE SELİNTİLERİN OLUŞTURDUĞU AŞINDIRMA ve BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ :
a) Kırgıbayır : Kimi yerleri yüksekçe, kimi yerleri yarıntılar biçiminde olan şekillere denir. (Nevşehir yöresi)
b) Peri Bacaları : Volkan tüflerinin yaygın olduğu bir arazide sellenme sonucu oluşmuş yer şekilleridir. Üstteki dirençli kayalar aşınmadığı için şapka şeklinde bir görünüm oluşmuştur. (Afyon)
c) Birikinti Konileri : Bir dağ yamacında aşağıya inen akarsuyun eğimi azaldığında taşıma gücüde azalır ve taşıdığı alüvyonları koni şeklinde biriktirir. Buna denir.
- Birikinti konilerinin birleşmesiyle oluşan ovalara Dağ eteği ovası denir.

B) AKARSULARIN AŞINDIRMASI İLE OLUŞAN YER ŞEKİLLERİ
a) Vadiler : İçinde akarsuların aktığı, kaynaktan ağza doğru sürekli inişli olan uzun çukur alanlarıdır. Dört çeşit vadi vardır
- V vadi; V harfi biçimindeki vadilere denir.
- Tabanlı vadi; orta çığırlarda;eğim az, su miktarı fazladır. Derinlemesine hem de yanlamasına aşındırma yapar.
- Yayvan Vadi; yanlama, aşındırma ile vadi yamaçları aşınıp yatıklarşır.
- Yarma vadi; Bir düzlükte akmakta olan akarsu, önüne çıkan kabarıklığı dar ve derin bir biçimde yardıktan sonra yeniden düzeyi çıkarsa olur.
- Kanyon vadi; çözünebilir taşların bulunduğu arazilerde akarsu bir yandan aşındırma yaparken bir yandan da taşlar çöker. Sonuçta dar derin ve dik duvarlı vadiler oluşur.
b) Dev Kazanı : Akarsuların, çağlayan ve çavlanların yaparak döküldükleri yerlerde, aşınma sonucu oluşan çukurluklara dev kazanı (büğet) denir. Türlü Büyüklükte olabilir.
c) Sekiler : Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda görülen basamak biçimindeki yer şekilleridir.. bu derinleştirme sonucu eski vadi tabanı yukarıda bir basamak halinde kalır ki buna seki denir.
d) Yontuk düzler (Peneplen) : Akarsuların aşındırma faaliyetlerinin son döneminde oluşan dalgalı düzlüklere denir.
C) AKARSU BİRİKTİRMESİ İLE OLUŞAN YERŞEKİLLERİAkarsu biriktirmesi sonucu oluşan başlıca şekiller şunlardır;
a) Deltalar : Akarsuyun göle yada deniz ulaştığı yerde, taşıdığı alüvyonları biriktirmesi sonucu oluşur.
Bir deltanın oluşabilmesi için;
- Akarsuyun belli büyüklükte olması
- Denizin çok derin olması
- Kıyı boyunca güçlü akıntıların olmaması gerekir. (Çukurova, Bafra)
a) Birikinti Ovası : İç kısımlardaki alanların alüvyonlarla dolması sonucu oluşur. 2 çeşittir.
- Dağ içi ovaları : Dağlık alanların iç kısımlarda az eğimli yerlerde, karstik çanaklarda ya da tektonik çöküntülerde birikme sonucu oluşur. (Erzincan ovası)
- Dağ eteği ovaları : Bir dağın yamacından aşağı inen akarsu ve sellenme sularının oluşturduğu birikinti ovasıdır.
c) Birikinti Konileri : Akarsuyun taşıdığı alüvyonların yelpaze biçiminde çökelir. Bu çökmeye denir.
- Menderesler: Akarsuyun aşındırma ve biriktirme sonucu faaliyetlerin ortak sonucu oluşan yer şekillerinin en yaygın olanları mendereslerdir.
- Yatak eğimi azalmış olan bir akarsu, düzenli büklümler yaparak sağa sola dolana dolana akar. Buna menderes denir. (Gediz nehri, B.Menderes)

YER ALTI SULARI ve KAYNAKLAR
- Dağınık tortulların içerisinde ya da kaya oyuklarında toplanmış suya rastlanır. Buna yer altı suyu denir.
Kaynaklar : Yer altı sularının kendiliğinden yer yüzüne çıkmasına denir. IV çeşittir.
- Kırıklı yapıların bulunduğu yerlerde fay kaynağı, yamaçların yer altı suyu tablasını kestiği yerlerde yamaç kaynağı, kalkerli yapıların bulunduğu yerlerde ise karstik kaynaklar, yer altı sularının bulunduğu yerlerde, insanların sondaj yapmasıyla artezyen kaynaklar oluşur.

TÜRKİYE’DE KARSTİK SULAR, AŞINDIRMA VE BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ- Kolayca çözünen taşların yaygın olduğu yerlerde oluşan yer şekillerine karstik şekiller denir. (Toroslar)
- Yanları dik, ağız kısımları türlü genişlikte olabilen, derin doğal kaynaklara obruk denir. (Obruk gölü)
- Dolinler (düdenler, koyaklar) : Kalkerli arazilerde çözünmeler ya da çözünme ile birlikte çökmeler sonucu oluşmuş çukurlardır. Çapları birkaç yüz metre arası değişir. Bunun diğer adı da “su yutan”dır.
- Dolinlerin genişleyip birleşmesi sonucu göl-ovalar (polyeler) oluşur.
- Kör Vadiler : Suların bir su yatağından yer altına daldığı vadilerdir.
- Karstik arazilerin yaygın şekillerinden biri de lapyalardır.
- Kireç taşlarının çözünmesiyle mağaralar oluşur.
- Mağaralarda sarkıt ve dikitler bulunur.
- Yer altı sularının çözündürdüğü maddelerin çökelmesi sonucu oluşan yer şekillerine travertenlerdir.
- Bunların beyaz olmasının nedeni üzerinde kalker tüflerinin olmasıdır.
GÖLLERİN OLUŞUMU- Karalarda ki çanak ve tekne gibi küçük alanlarda birikmiş sulara denir.
- Kara içerisinde ne kadar çok büyük olursa olsun, eğer denize bağlı değil ise göl olur. Göller oluşumlarına göre beş gruba ayrılır.
a) Tektonik göller : Yer hareketleri sırasındaki kırılmalar, kıvrılmalar ve epirojenik hareketler sonucu oluşur. (Hazar gölü)
b) Volkanik göller : Volkanik çanaklarda biriken suların oluşturduğu göllerdir. Bu göller sönmüş volkanların kraterlerinden oluşur.
c) Karstik göller : Çözünebilir taşlardan oluşmuş çanaklarda biriken suların oluşturduğu göllerdir. Bu göller kireç taşı ve alçı taşının olduğu yerlerde görülür (Dalmaçya)
d) Buzul ve sirk gölleri : Örtü buzulları ile dağ buzullarının oluşturduğu çanaklarda yer alan göllerdir. (İsviçre’de var)
e) Karma yapılı göller : İç ya da dış gücün etkisiyle oluşan çanak, bir başka gücün etkisiyle büyütülüp derinleştirilmesine denir. (Van gölü)
- Karma yapılı göllerin çoğu, bir çanağın önünün; dış güçler, iç güçler ve insanlar tarafından kapatılmasına set gölleri denir.
- Karma yapılı göller arasında altı gruba ayrılır;
Volkan, Akarsu, Kıyı, Heyelan, Buzul taş, Baraj gölleri gibi.
1) Tektonik-volkan set gölleri ; Bir çanağın, volkanlardan çıkan lav ve katı maddelerin kaplanması ile oluşan göllerdir. (Van gölü)
2) Akarsu set gölleri ; Akarsuların, taşıdıkları alüvyon ve tortulların bir çanağın önünü tıkaması sonucu oluşur. (Çamiçi)
3) Kıyı set gölleri ; Dalga biriktirmesi ile oluşan kıyı okların veya kordonların kıyı önünü kapatmasıyla oluşur. (B.Çekmece gölü)
4) Heyelan set gölleri ; Yer göçmeleri ve kaymaların bir çanağın önünü kapatması ile oluşur. (Tortum, Abant vb.)
5) Buzul taş set gölleri ; Buzul taşların bir çanağın önünü kapatması ile oluşur.
6) Baraj gölleri ; insanların bir vadinin önüne set yaparak oluşturduğu gölleridir

İÇ KUVVETLER


Enerjisini yerin derinliklerinden alan kuvvetlere İç Kuvvetler adı verilir. Bunlar yeryüzünde yapıcı etkiye sahip olan kuvvetlerdir. Aslında düşündüğümüz zaman bir deprem iç kuvvettir. O halde nasıl yapıcı bir etkisi vardır denebilir. Ama şunu unutmamak lazım eğer iç kuvvetler olmasaydı dış kuvvetlerin aşındıracağı bir malzeme olmayacaktı. Bundan dolayı iç kuvvetler yapıcıdır. Bu açıklamalardan sonra iç kuvvetleri sırayla görelim.
Orojenez
Epirojenez
Volkanizma
Depremler
1.OROJENEZ (DAĞ OLUŞUM HAREKETLERİ)
Yeryüzünde yapıcı etkiye sahip olan iç kuvvetlerin ilkidir. Epirojenezde bazı noktalara dikkat edilirse çok fazla hataya düşmek imkansız gibidir. Bu öğrenilmesi gerekilenler ise Orojenezin yapı taşlarını oluşturmaktadır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz.
a)Birikme alanına etraftan taşınan malzemeler getirilerek yığılır. Bu birikimlerde bizim için önemli olan malzemenin biriktiği yerdir. Yani biriken malzemenin yeri sert mi yoksa yumuşak mı?
Ve geldik can alıcı noktaya: EĞER YAPI GENÇ İSE YANİ TABAKALAR TAM OTURMAMIŞSA: bu yapıya sahip olan bölgeye yanlardan basınç uygulandığı zaman yapı kıvrılır. Bu kıvrılmanın neticesinde  yüksek yerlere Antiklinal çukur yerler ise Senklinal adı verilir. Bu şekilde oluşan yapılara sıradağ adı verilir. Bunlara Türkiyedeki en güzel örnek Toros ve Kuzey Anadolu dağlarıdır.
b)Birikim alanı eğer TAM OTURMUŞ YANİ ESKİ KÜTLE İSE yanlardan basınç uygulandığı zaman yapı kuvvet karşısında dirençli olduğu için kırılır. Bu kırılma sonucunda  yüksek olan yerlere Horst, çukur yerlere ise Grabene adı verilir. Buna Türkiyedeki en güzel örnek olarak Ege bölgesinde yer alan Aydın, Yunt, Boz, Menteşe dağları Horsta, Büyük ve Küçük Menderes Gediz, Bakırçay ise Grabene örnek olarak gösterilebilir.  Dünyanın en büyük çöküntü hendeği Afrikanın Mozambikin Bier şehrinden başlayıp, Hatayda Amik ovasından geçip Kahramanmaraş'a kadar uzanan 5000km  uzunluğa sahiptir.
2. EPİROJENEZ (KITA OLUŞUM HAREKETLERİ)
Bu alayın olabilmesi yer kabuğunun üzerinde bir denge vardır. Bu dengeye İzostatik denge adı verilir. Bu dengenin iklim değişmelerine, yeni dağ oluşumlarına, aşınmaya ve birikmeye bağlı olarak değişmesinden dolayı Epirojenez meydana gelir.
a)Yapının üzerinde bulunan yük azaldığı zaman yapı doğal olarak bir yükselme eğilimine girer. Bunun sonucunda denize göre kara yükselmiş olur. Yani burada bir kara ilerlemesi görülür. Buna Regrasyon adı verilir. Buna şöyle bir örnek verebiliriz. Türkiyenin üzerindeki dağları ortadan kaldırırsak dağların Türkiye üzerindeki yükünün azalmasından dolayı Türkiye toplu bir yükselmeyle karşı karşıya kalır. Bundan dolayı deniz gerileyerek karanın yükselmesi ortaya çıkar.
b)Yapının üzerindeki  yükün artmasından  dolayı  yapı yere biraz daha batmaya başlar. Bundan dolayı eskide  karaların olduğu yerlerde denizler bulunmaya başlar. Bundan dolayı denizin ilerlemesi karanın gerilemesi olan Tregrasyon olayı meydana gelir.
Bunlara en güzel örnek İskandinavya ve Kanada da buzların erimesinden dolayı 100 yılda 50 cm lik yükselme, Çukurova, Ergene, Karadeniz ve Akdenizde  taşınan malzemenin birikerek ağırlık yapmasından dolayı çökmeler görülmektedir.